Prehistorik Dönem bir İsveç nehrinin suları altında, oyulmuş bir geyik boynuzu binlerce yıl boyunca gizli kalmıştı.

Yüzeyi, savaş, zanaatkarlık ve kutsal ritüellerin katmanlı hikayesini anlatıyor.

İsveç’ten bronz çağı kaya oymaları. Kaynak: Canva | Indian Defence Review

İsveç’te ortaya çıkarılan 7.500 yıllık bir boynuz, Prehistorik Dönem topluluklarının yaratıcılığına ve araçlarının taşıdığı sembolik anlamlara nadir bir bakış sunuyor. Basit bir kemik parçası olmaktan uzak olan bu nesne, başlangıçta gözden kaçmış olsa da çok daha karmaşık bir hikayeye işaret eden ince ipuçları ortaya çıkardı.

Popular Mechanics’in bildirdiği gibi, son analizler, boynuzun şekli, işlevi ve zaman içindeki dönüşümü hakkında beklenmedik ayrıntılar ortaya çıkardı. Bu eski eser, erken İskandinav toplumlarının aletleri nasıl yaptıkları, yeniden kullandıkları ve nihayetinde onurlandırdıkları konusundaki varsayımlarımızı sessizce sorguluyor ve henüz anlamaya başladığımız geleneklere işaret ediyor.

Bir Boynuzun Şiddetli Başlangıcı

Arkeologlar, İsveç’in Strandvägen bölgesindeki Mezolitik yerleşim yerinde keşfedilen 7.500 yıllık bir kızıl geyik boynuzu (Cervus elaphus) parçasının bir zamanlar savaş baltasının sapı olarak kullanıldığını doğruladı. 4,2 inç (10,7 cm) uzunluğunda ve 0,8 inç (2,1 cm) genişliğinde olan boynuz, yakın dövüşte yoğun kullanımın izlerini taşıyan karakteristik kırılma izleri gösteriyordu.

Muhtemelen balta olarak kullanılıyordu, – dedi Lund Üniversitesi arkeoloji profesörü Lars Larsson.

Günümüz Danimarka’sında, yoğun kullanımdan sonra ciddi hasar görmüş boynuz baltaların birkaç örneği bulunmaktadır.

Hasar, bu tür silahların sadece tören amaçlı kullanılmadığını, muhtemelen Tarih Öncesi grupları arasındaki gerçek savaşlarda da rol oynadığını göstermektedir.

Silahdan Balıkçılık Aracına

Daha fazla parçalanma ve aşınma izleri, boynuzun muhtemelen zıpkın olarak yeniden kullanıldığını ortaya çıkardı. Bu dönüşüm, birçok Mezolitik eserlerde de gözlemlenmiştir. Bu işlev değişikliği, tek bir nesnenin zaman içinde çeşitli roller üstlenebildiği modüler bir alet kültürünü işaret etmektedir.

Bir nesne, ‘ömrü’ boyunca birçok farklı şekilde kullanım amacını değiştirmiş, yeni değerler kazanmış, onarılmış ve değer verilmiş olabilir. Bu ‘ömür’ bir kişinin yaşam süresini de aşmış olabilir – diyor Stockholm Üniversitesi’nden arkeolog Sara Gummesson.

Kutsal Statüyü İma Eden Oyma İşlemeler

Boynuzun yüzeyinde iki katmanlı süslemeler bulunmaktadır. İlk olarak çakmaktaşı bıçakla yüzeye sığ oyma işlemeler yapılmış, daha sonra bu oyma işlemeler kaldırılmış ve yerine daha derin ve karmaşık desenler yapılmıştır. Bu desenler, radyokarbon tarihleme yöntemiyle 7.500 yıl öncesine ait olduğu tespit edilen koyu renkli katran benzeri bir madde ile doldurulmuştur.

İsveç’ten gelen zengin süslemeli boynuzun farklı görünümleri. Kaynak: Peter Zetterlund/Ulusal Tarih Müzeleri

Daha sonraki oymalar, Mezolitik silahlarında yaygın olan üçgen mızrak uçlarına benzeyen çapraz çizgiler ve tarama motiflerinden oluşmaktadır.

Motifler kesinlikle dikkat çekicidir – Larsson, bu motiflerin dönemin zıpkın tasarımlarına benzerliğini belirtti.

Dijital mikroskopi, hassasiyet farklılıkları ortaya çıkardı, bu da nesne üzerinde birden fazla zanaatkarın çalıştığını, bazılarının diğerlerinden daha yetenekli olduğunu gösterdi.

Nehir Kenarındaki Kutsal Depo

Boynuz, İsveç’in en büyük ikinci gölü olan Vättern Gölü’nden Baltık Denizi’ne akan bir nehirde bulunan su altında kalmış bir taş platformda ortaya çıkarıldı.

Yerleşim, Vättern Gölü’nün tek çıkışının yanında bulunuyor – dedi Larsson.

Boynuzun yanında kemik iğne, balıkçılık kancaları, taş balta bıçakları, oyulmuş hayvan kemikleri ve 20 adet insan kafatası parçası bulunmuştur. Bu buluntular, su muhtemelen kurban veya tören gömülmesi için bir araç olarak kullanılmış olabileceği bir ritüel depozito olduğunu düşündürmektedir.

Bu alan, tahta kazıklara saplanmış insan kafalarının keşfedilmesiyle tanınan başka bir yerleşim yeri olan Kanaljorden’in karşısında yer almaktadır. Bu da bölgedeki karmaşık ritüel uygulamaları daha da belirgin hale getirmektedir.

Strandvägen, Nadir Bir Koruma Alanı

Strandvägen alanı, İsveç’teki en büyük Mezolitik alanlardan biridir ve boynuz gibi organik malzemeleri koruyan birkaç alandan biridir.

Boynuz üzerindeki süslemenin bir bölümü. (Kaynak: Lars Larsson)

Strandvägen sitesi, İsveç’in en büyük Mezolitik sitelerinden biridir ve bölgede benzersizdir, çünkü koruma koşulları genellikle kötüdür – dedi Gummesson.

Koruma, düşük toprak asitliği ve su altı birikintileri sayesinde mümkün olmuştur; bu, İskandinav arkeolojisinde olağanüstü bir kombinasyondur.

Tüketim Ötesinde Bir Kültür Yaratmak

Bu zengin oymalı boynuz, Mezolitik yaşamı tanımlayan yeniden kullanım felsefesini vurgulamaktadır. Eşyalar atılmak yerine onarılır, dönüştürülür ve yeniden bağlamlandırılırdı.

Günümüzde bir eşya kırıldığında çoğumuz yenisini satın alırız – dedi Gummesson.

Çok yakın zamana kadar durum böyle değildi.

Hasar görmüş olsa bile, bu boynuz gibi bir nesne silah, alet, sembolik nesne ve son olarak ritüel sunusu olarak yaşamaya devam edebilirdi.

Yazının orijinali için buraya tıklayın.

Yorum bırakın

Popüler